İdareler, ihale sürecinin her bir aşamasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun temel ilkelerini gözetmelidir. Bu ilkeler ilgili Kanunun “Temel ilkeler” başlıklı 5 inci maddesinde;“İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Temel ilkeleri özetle aşağıdaki gibi tanımlayabiliriz:
"Şeffaflık" ilkesi, ihale sürecinde yapılan tüm işlemlerin ilgililerin denetimine, gözlemine ve bilgisine açık bir biçimde yapılmasını, ihaleye katılanların tümüne eşit muamele edildiğinin ve ihale işlemlerinin kamu ihale mevzuatına uygun şekilde gerçekleştirildiğinin açıkça anlaşılabilmesini ifade eder.
"Saydamlık" ilkesi; ihale sürecinde idarece yapılan işlemlerin isteklilere ve kamuoyuna açıklanmasıdır. Bu şekilde, idare tarafından ihale sürecinde gerçekleştirilen işlemler istekliler ve kamuoyu açısından takip edilir, öğrenilir ve anlaşılır hale gelir.
İhale sürecindeki tüm işlemler, "gizlilik" gerektiren hususlar hariç herhangi bir olumsuz düşünceye sevk edilmeyecek şekilide açık bir şekilde belirlenmeli, tanımlanmalı ve açıklanmalıdır.
"Gizlilik" ilkesi; ihale sürecinde sınırlı sayıda bile olsa gizli kalması gereken, işlemlerin, kararların sağlıklı verilebilmesi ve sürecin sağlıklı işletilmesi için zorunluluğu ifade eder.
"Rekabet" ilkesi; ihaleye teklif verenlerin serbestçe katılımını artırarak, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamak olarak tanımlanabilir.
Ayrıca 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un “Amaç” başlıklı 1’inci maddesinde, “Bu Kanunun amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır.” düzenlemesi ile rekabetin amacı açıklanmaktadır.
“Eşit Muamele” ilkesi; mevzuatın gerektirdiği işlemlerin, değerlendirmelerin tüm aday ve isteklilere eşit şekilde yapılması gerektiğini ifade eder.Aynı karar gereklerinin ilgililerinin tümüne aynı şekilde yapılması gerekliliğidir.
"Kamuoyu denetimi" ilkesi; yapılan işlemlerin ve verilen kararların yargı ve basın aracılığı ile halka açık olmasını ifade eder.
"Güvenirlik" ilkesi; ihalelerde isteklilerin, idarenin işlemlerinin hukuka uygun yapılacağına inanmalarını ve idareye güvenmelerini sağlayan bir ilkedir. İstekliler kararlarını bu işlemlerin doğruluğuna güvenerek aldıkları için idare, kamu ihale mevzuatına uygun davranmak zorundadır.
İhale idarenin güvenilirliğine zarar vermeden görevini adil ve dürüst bir şekilde gerçekleştirilmeli ve böylelikle kamuya olan güven de korunmalıdır.
"İhtiyaçların uygun şartlarla, zamanında karşılanması ve kaynakların verimli kullanılması" ilkesi; ihtiyaçların uygun teklif ile zamanında ve uygun maliyetle karşılanması ve etkin kullanılması gerekliliğine vurgu yapar.
Yukarıda bahsedilen ilkelerin tümü, Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan ihalelerde dikkate alınmak zorundadır. Ancak bu ilkelerin belirttiği hususların şekli olarak aynı zamanda ve çok iyi bir şekilde karşılanması her zaman mümkün olmayabilir. Örneğin, ihale sürecinin bazı aşamalarında "şeffaflık" gerektirdiği gibi bazı işlemlerinde "gizlilik" zorunlu olmaktadır. Ya da işlevselliği ve verimliliği sağlamak için yapılan düzenlemeler bazen katılımı ve/veya rekabeti daraltabilir. Buna benzer durumlarda, tüm istekliler için fırsat eşitliğinin sağlanmasını gözetmek, diğer temel ilkelerden; ihtiyaçların zamanında ve uygun şartlarla karşılanması amacından taviz verilmesini gerekli kılabilir. Nihayetinde bazı durumlarda, temel ilkeler birbirilerini kısıtlayabilmekte, tüm ilkelerin aynı anda, tüm efradıyla ve sorunsuz bir şekilde kendilerini gerçekleştirme imkânı bulamamaktadır.
Bu nedenle, yukarıda belirtilen temel ilkeler birbirleriyle zıt olmadıkça, temel ilkelerin ‘en iyi bileşimi’ tercih edilmeli, örneğin fonksiyonellik ve verimliliği sağlamaya dönük kararlar alınırken, fırsat eşitliği ilkesi olabildiğince gözetilmeli, ya da fırsat eşitliğini sağlamaya dönük kararlar alınırken, işlevsellik ve verimlilikten en az tavizler verilmeli, ihaleye girmeyi arttırmak için idareler ihtiyacı karşılamayan tercihlere zorlanmamalı ve zorunlu olmadıkça katı teknik yeterlik kriterleriyle alternatif çözümler dışlanmamalıdır.
Konu hakkında KiK Kararlarına ulaşmak için tıklayın :
Temel İlkeler ve
Rekabet